İtiraflar

3 Dk. Okuma

Bazen ne istiyorum biliyor musun, benliğimin önemini yitirdiği bir zamanda, başımı dizine düşürmek. Göğsüne belki de. Her şeyin sesinin kısıldığı, kalbinin sesinin açık kaldığı, salt yaşamı hissettiren gerçek tik-takları dinlemek. Kendimi hatırlamak. Uzun uzun boşluklara dokunmak, onlarla iç sesimle de konuşmak ve anlaşabilmek. İfadenin başka bir boyutunda hep bildiğim ama hiç yaşamadığım anları dinlemek istiyorum.
Gerçekten, göğsümüz birinin başını taşımayacaksa, neden var? Dizlerimiz, birinin hayatını taşımayacaksa. Omuzlarımız neden var, günün sonunda tüm yorgunluğu attırmayacaksa ya da hiçbir şeyi düşünmeden öylece ufka bakmayacaksak?
Zaman zaman sen de kendini kukla gibi hissediyor musun? Sanki görünmez iplere bağlanmış, tam hareket edecekken hareketini kısıtlayan bir mekanizmanın tüm eylemlerini kontrol ettiği ve bir illüzyonun tüm kontrolün sen de olduğu hissini veren iplerle hiç durmadan çekildiğini.
Ya benliğimize unutturulmuş, kendi hikayesinde kendini yönettiğini zanneden, kodlanmış bir canlıdan başka bir şey değilsek.
Ya tam çıkışı bulduğumuzu, duvarların ötesini göreceğimizi düşündüğümüzde yeni duvarlar kuruluyorsa önümüze.
İşte bunu anımsadığım zamanlarda bırakmak istiyorum.
Kontrol, bizi kontrol ediyor.
Kendi zihnimizde ve düşüncemizde özgür değilsek, bütün bunlar… Tüm bunlar yalnızca bana başarısız bir kurgunun sürekli olarak kendini tekrar etmesinden ibaret gibi geliyor. Kendimin başarısız tekrarları.
Temelde bu fikir var. Her başarısız tekrar, kendinden sonra gelecek olan tekrarını yinelemeden, farklı bir başarısızlığı tekrar edecek.
Düşünsene, yaptığımız tüm eylemleri birileri daha önce yaptı. Her şeyi.
Kararsızlık bundan 2 asır önce dahi vardı.
Hala var. Ve biçim değiştirmiyor.
Biz başkalarının başarısızlıklarını tekrar ediyoruz. Hep aynı şekilde, farklı yollardan.
Gökyüzünde gördüğümüz yıldızlar milyonlarca yıl önce söndüler. Hala parlıyorlar. Sadece biz sönüşlerine şahit olmadığımız için hala orada olduklarını düşünüyoruz.
Bu hayat kocaman bir yanılsama.
Tüm bunlar olup bitti.
Kontrolü biraz gevşetmek için iyi bir seçim ne olurdu?
Çünkü sürekli bilinçli durumda olmak çok yorucu…
Sürekli uyanık olmak hiç gardı düşürmemek hep ayakta olmak, fikirde ve eylemde.
Yine de takma kafana, tarihte yaşamış Muzaffer komutanlar bile pes etmişlerdir, bazen.
Her şey kurallara ve nizamlara uymak zorunda değil…
Eğer tüm söylemler kendilerini eşleyebilselerdi, onları neden dile getirmek isterdik ki.
Karmaşa bu yüzden var, düzeni anlamlı kılmak için.
Her şey zıttı ile var olur aksi durumda hiç olmamıştır
Farkında olman için geçen süre, farkında olmadığın şeyleri keşfetmek içindi…
Göremediğim zamanlarda hayal ederim. Orada her şey mümkün. Ve bu “her şeyi” kolaylaştırır, değil mi?

0Shares

Etiketler: , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*