Martı Seslerine Karışan İlk Tanışma

1 Dk. Okuma

Sabahı karşıladık, yüzünde bir belirsizlik.
Martı seslerine karışan zamandan eksilmiş bir adım ve bir adım daha.
Bilmiyorum.
Bildiklerimi unutuyorum.
Hatırladığım,
Toprağa uzandık, karınca yuvalarını takip ettik, bulutlardan isimsiz ve biçimsiz siluetler çizdik.
Uzun bir öğle uykusu hatırlıyorum.
Üstelik dudaklarımız da kurumuş.
Rüzgarın sürüklediği kırmızı bir banknot, susuzluğumuzu gideriyor.
Bir otobüse kaçak biniyoruz.
Mezarlıkların içinden geçiyoruz.
Yaşayan ölüler-dik diyoruz ve kırığı, buruğu, umarsızlığı, belki de bir boşvermişliği yakasından tutup dudaklarımıza asıyoruz.
Zaman yok diyorum.
Bunu göz bebeklerine çarpan ışığın yüzüme dokunmasından biliyorum.
Ait değildik insana.
İnsanın kurgusu hiç bir duyguya.
Yalnızca gelişigüzeldik.
Çünkü gözlerin öyle söylüyordu.
Gözlerin, zamanı siliyordu.
An vardı.
Kendimi hatırladığım bir akşamdı.
Sokak köpeklerine senden bahsettim.
Dilsizdim.
Koştum.
Ciğerlerim patlayıncaya değin koştum,
Ardım yokmuş gibi yaşadığım bir zamandan koştum,
Sana geldim.
Yüzünün sıcaklığını hissettim.
Şimdiyse o zamanlardan
Avuçlarında iyileştiğimi anımsıyorum.
Bir de rüzgarı.

0Shares

Etiketler: , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*