Yalnızdım. Yarım ay tepemden öylece bakıyordu. Bir şeyleri uzun uzun anlatmanın ve dinlemenin eşiğinden çıkıp geldim, soluk soluğa. Bazen, gerçekten ama gerçekten ama gerçekten hayatımı bir kutunun içine koyup rafa … Okumaya devam et “Kasım Sanrıları”
Monolog
Kendi duvarlarına konuşan yazılar.
Zaman ve Şans
Her birimiz dört yapraklı yonca arıyoruz; şanssızlığımızı kırmak, sabah 5 dakika daha uyumak için. Seri üretim hatalarıyız: Başkalarının hataları, bir başkasının inançlarıyız. Söz gelimi, saat on iki ile bir arasını sevişmek … Okumaya devam et “Zaman ve Şans”
Öteki
Bazen içimdeki yalnızlığı asıyorum. Bir takım adam ve kadınlar gülüyor. İçimde gülen suratlar var. İçimde böcekler. İçim içime sığmıyor, içimi duvara çarpıyorum. İçimde bir yerler çürük, içimde bir yerler var, içimde … Okumaya devam et “Öteki”
Arafta
Kainattan payıma ne düşüyorsa yarısı benim yarısı martıların, gün batımına uçan, gün batımından dönen martıların, biraz da balıkların. Böylece yaşıyoruz biraz su, biraz hava, biraz gökyüzü, birazda bulutla. Haydarpaşa’nın saçı … Okumaya devam et “Arafta”
Savrulan Bir Toz Tanesinin Konuşmaları
Hayatlarımız toz tanesi gibi Ne zaman fırtına çıksa savrulur. Hafif bir esintide dahi kelebek etkisinde olur. Bir bilinç olarak toz tanesi kadar savunmasız Bir o kadar da avareyiz bu alemde. … Okumaya devam et “Savrulan Bir Toz Tanesinin Konuşmaları”