Yaşamın Tünelleri: Karanlıktan Çıkış

2 Dk. Okuma

Yaşam, tünellerden oluşan bir yol ve bazı tüneller sizi uzun, karanlık bir yolculuğa götürüyor. Bu süreçte insanlar ve geri kalan her şey karaltıya dönüşüyor. Bir çocuk kadar savunmasız kalıyorsunuz; geceleri odasının ışığının kapatılmasını istemeyen huzursuz bir çocuk gibi sabahı bekliyorsunuz. Sanki güneşin doğuşu hiç bu kadar uzun sürmemişti diye içinizden geçiyor. Bu sizin karanlığınız, sizin korkunuz. Bu, hiç tanımadığınız biriyle aynı odada kalmış olmanın gerginliği. İnsanın en savunmasız anı, karaltıda kaldığı andır. Sesler duyarsınız; karanlığınız kulaklarınızı tırmalar, içinizi kemirmeye başlar. Gözlerinizin önünden biçimsiz görüntüler geçer, karanlığınızdan yaratmış olduğunuz karartılar.

Karanlıkla birlikte düşmanınız ve algınız değişir. Kendinizi sorgulamaya başlarsınız; hayatınızı ve hareketlerinizi. Tüm acılarınız yer değiştirmiştir. Buna duyularınız da dahil. Görme duyunuz zayıfladığı için seslere odaklanırsınız. Sesleri dinler ve çıkışı aramaya başlarsınız. Göremediğiniz için panik halindesinizdir. bu yüzden ilk yapacağınız şey, tanıdık, bildik bir ses duymayı dilemek olacaktır.

Sesler birbirine karışır. Kalp atışlarınızı dinleyin. Duyduğunuz hiçbir ses kalbinizin sesini taklit edemeyecektir. Ona kulak verin. Bazen yıllar sürer ama uzun, sancılı ve karanlık geçen bir gecenin de sonu vardır. Tek ihtiyacınızın bir ışık huzmesi olduğunu ve tek çıkış yolunun bu olduğunu düşünürsünüz. Kendinize geçici ve loş ışıklar aramaktan vazgeçin. Kendinizi dinleyin ve ışığın kendiniz olduğunu hatırlayıncaya kadar karanlıkta kalın. Bir adım daha atsanız karanlığınızdan çıkış yolunu bulacaksınız. Fakat, kalbiniz, ruhunuz ve aklınızdaki fenerleri yakmadan o odadan dışarıya adımınızı atmayın. Kendi yalanlarınız, kendi sonunuzdur.
İnsan hem yoldur hem de yolcu. Hem karanlıktır hem de aydınlık;
bu yüzden
karanlıkta kalmakta bir seçimdir,
Karanlıktan çıkışta.

0Shares

Etiketler: , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*